DEĞER NEDİR? (Psikoterapi ve Değer)
PSİKOLOJİK VE SOSYOLOJİK AÇIDAN DEĞER KAVRAMI
DEĞERLERİN ÖZELLİKLERİ VE FONKSİYONLARI
Bilimin her alanında konu edilen değer kavramı başlangıçta felsefenin ana konularından olmakla beraber şimdilerde psikoloji, sosyoloji, tıp, işletme, eğitim vb. bilimlerin ilgi alanına da girmektedir. (Baloğlu ve Balgalmış,2005:21). Literatürde değerin ne olduğu üzerine birçok tanım yapılmıştır (Uduigwomen,2004; Özensel,2007). En yaygın tanıma göre değer; istenilen, bireylerin hayatlarında yol gösterici olan, değişik önem derecelerindeki durum ötesi hedeflerdir. Değerler insanların tercih ve arzularını yansıtan bir belirleyicidir (Mehmedoğlu,2007:799; Güngör,1993:19). Kişi değerlerine bağlı bir hayat sürdürdüğü sürece kendini hayatın akışına kapılmaktan koruyabilmekte, kişisel vizyonunu geliştirerek başarılı olabilmektedir (Özden,1999:49-50).
Toplum tarafından öne çıkartılan değerler, bireyler tarafından kişisel inanç ve tutumlarına uyacak şekilde seçilip, bu değerlere çeşitli düzeylerde önem atfedilmektedir. Kişiler değerleri seçip kabul ederken bir takım ilkelere dayanırlar. Değerlerin gruplandırılmasında, ortak bir yapı mevcuttur. Fakat bu gruplardaki seçimleri belirleyen ilkeler üzerine net bir anlaşma yoktur. Bu ilkeler şu şekilde sıralanabilir (Uduigwomen,2004:3-4):
1. Değerler hür iradeyle seçilmiş olmalıdır.
2. Değerler ödüllendirilmelidir. Destek verilmeli, nasihatten kaçınılmalıdır.
3. Değer eğitmenleri, öğrenciler itaat etmese bile hem öğrencilerine hem değerlere saygı göstermelidir.
4. Birey, diğerlerinin eleştirmelerinden çekinmeden değerlerini ortaya koyabilmelidir.
5. Birey kendi toplumunun değerlerine dikkat etmeli, bu değerleri kazanmayı arzu etmelidir.
6. Kendi değerleri toplumun değerleriyle çatıştığı zaman, toplumun çıkarlarını ön plana alıp fedakarlık yapabilmelidir.
7. Verimli ve sürekli değerler, diğerlerine göre tercih edilmelidir.
8. Birey değerlerini kendi idealleri doğrultusunda belirlemelidir.
9. Birey iki değer arasında seçim yapmak durumundaysa, kendisi için daha iyi olanı seçmelidir. Değerlerin ikisi de kötüyse, ikisini de seçmemelidir.
Değerlerin seçimi ve sınıflandırılmasında bir birliktelik yoktur. Yurtdışı literatüründe en ön plandaki sınıflandırma, Rokeach’ın(1973:28) yapmış değer sınıflandırmasıdır.
Kişisel değer sınıflandırmalarının yanında, toplumlarda bulunması gereken değerlere de önem verilmektedir. Toplumların gereksinimleri göz önünde tutularak yapılan tespitler, kişilere ve toplumlara göre değişiklik gösterir. Örnek olarak, Gallup oylamalarında eğitimde çok acil ihtiyaç duyulan değerler saygı, cesaret, dikkat, tolerans, dürüstlük, doğruluk şeklinde listelenmektedir (Hayes ve Hagerdon,2000:1). William James ise tüm değerlerin arasından sevgiyi ön plana almaktadır. Uluslar arası Dinler Birliği’nin yayınladığı “Dünya Kitabı Mukaddesi”nde, en önemli şeyin kişinin başına gelmesini istemediği şeyi başkalarına da yapmaması olduğu söylenmiş, adalet ve merhametin önemine değinilmiştir. New Jersey’de okullar için belirlenen dört temel değer ise kendine saygı, diğerlerine saygı, vatandaş sorumluluğu, çevreye saygı şeklindedir (Akt. Kinnir, Kernes&Dautheribes,2000:4-5). Avusturalya’daki çalışmalardan yola çıkarak okullarda öğretilen temel değerler aşağıdaki gibidir (Hooper,2003:44):
Güngör’e (1993:23-29) göre bireyin en üst sıradaki değeri, o bireyin temel değeridir. Bu değer sıralamanın başındaki temel değer, o bireyin en kıymet verdiği şeydir. Ziebert’in (2007:453-454) araştırmasına göre, görev ve düzenle alakalı yönelimlerin öneminde düşüş görülürken, kişisel gelişimi temel alan değerlerin popülerleştiği görülmüştür. Toplumun çeşitli kesimlerinin değer yönelimlerini ortaya çıkaracak çalışmalar yapılarak, toplumumuzun önemli gördüğü değerler belirlenebilir.
Literatürde, değerler belirli başlıklarla sınıflandırılmıştır. Verilen eğitimin başarısını arttırmak için toplumun değer sistemi ve öğrencilerin mevcut değerleri belirlenmelidir. Yapılacak çalışmalar, değer eğitiminin niteliği artırılabilir.
Değer konusu kavramsal önemine rağmen tam olarak açıklığa kavuşturulabilmiş değildir. Değerlerin bireysel açıdan tutum ve eylemleri değiştirdiği gibi toplumun kültürel durumuyla etkileşim içinde olduğu ve bunu yansıttığı da davranış bilimciler ve sosyal psikologlar tarafından dile getirilmektedir. Değer kavramıyla ilgilenen davranış bilimcilerin geliştirdiği yöntemlerin sonuçlarına bakıldığında, değer kavramı üzerine büyük bir tutarlılık geliştirilebildiği görülmektedir. Bireylerin tüm davranışlarının değerler tarafından biçimlendirildiği bilinmektedir (Özgüven, 1994: 349). Konuyu teorik açıdan ele alırsak aşağıdaki tanımlara yer verebiliriz.
Schwartz (1974) herkesin kendine özgü değerleri olduğunu ve seçimlerimiz ve amaçlarımızı belirleme konusunda bu değerlerden faydalandığımızı söyler. Bireyle davranışları aracılığıyla tutum ve değerlerini yansıtırlar ve değerleri davranışlarına göre şekillendirir, değiştirirler. Sahip oldukları değerleri sözle ifade ederek davranışlarını açıklarlar.
Değer
Değer; arzu edilen, ilgi ve ihtiyaç duyulan şeydir. Kavramsal olarak, “olması gerekeni” ifade eder (Bolay, 2007: 60), Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü (TDK, 2005: 483), şeklinde tanımlanan değer; Eski Yunancada “öğreti” anlamına gelen logos’tan türetilmiştir (Ulaş, Güçlü, Uzun ve Yolsal, 2002: 336). Değerler kültürel normlarla ilgilidir; fakat normlardan daha evrensel ve soyuttur (FrouzanFar, Meimar and Tagipour, 2012: 183).
Psikoloji Perspektifinde Değerler
Paylaşılan bireysel değerler bireyi etkileyen iç ve dış etkenlerin öğrettiği sonuçlardır. Değerleri dış baskıların doğurduğu ihtiyaçların bilişsel temsilleri olarak tanımlamak mümkündür (Murray, 1938). Bir kişinin değerlerinin tamamı, bir diğerinin değerlerinden tamamen farklı olarak kendine ve diğerlerine karşı, toplumun onayladığı biçimde kabul edilebilme, önerilme ve korunma özelliğine sahiptir.
Bireysel değerler iki türe ayrılmıştır: nihai ya da amaç değerleri ve gereçsel ya da araç değerleri. İlki mücadeleye değer, varoluşun sonuçsal hedefleri veya istenilen son durumları üzerine inançlar ve kavramlara atıfta bulunur. İkincisi, istenilen noktaya ulaşmak için bir araç olarak görülen, arzu edilen davranış durumları üzerine inanışlar ve kavramlara atıfta bulunur. Bu açıdan bakıldığında eğitim, çalışma vb. kavramlar değerden sayılmaz. Çünkü ne bireylerin mücadele ettikleri varoluşun son hali sayılırlar, ne de idealize edilmiş eylemlerdir. Ancak erdem, yeterli olmak vb. değer olarak sayılabilir. Bunun yanı sıra bu terimlerin bir nebze evrensel oldukları varsayılır. Bunun sebebi birçok yerde insanların uğrunda mücadele edebilecekleri birçok var oluş nihai durumları ve bu yolda araç olarak kullandıkları idealize edilmiş hareketlerden söz edilebilir. (Robin ve Willams, 1979: 15-30).
Sosyoloji Perspektifinden Değerler
Literatürde, değerlere yönelik sadece psikolojik değil sosyolojik soruların da ön plana çıktığı görülmektedir. Bunlar; “Değerleri sosyologların deyimiyle toplumsal kurumla olarak değerlendirmek olası mıdır?”, “Kurumsal ve bireysel değerlerin alakası nedir?” şeklinde belirtilebilir. Bu ve benzeri sorulara verilen doyurucu cevaplar, soyut kurumları da en az somut bireyler kadar değer sahibi varlıklar şeklinde nitelemenin bilimsel olarak mantıklı olduğunu ve objektif metotlarla bunun ölçülebileceğini varsaymaktadırlar.
TÜSİAD (1991)’ın Türkiye değerler araştırması sonucunda Türk halkının geleneksel, sanayi ya da sanayi ötesi toplum kalıplarına uymadığı ortaya konmuştur. Gelişmekte olan Türkiye’de Osmanlı’da olduğu gibi ordu, aile eve dinin değer sisteminin temel noktaları olduğu bilinmektedir. Fakat bu kurumlarla alakalı olan geleneksel değerlerin artık aşınmakta olduğu, sanayi ve sanatı ötesi toplumların değerleriyle etkileşimin başladığı görülmektedir. Serbest piyasa kavramı değer sistemine dâhil olmakta ancak yine devletin adaletli ve refah verici yönü vurgulanmaktadır.
Her düzeyde sosyal analize müsait olmasından dolayı değer kavramı bütün sosyal bilimler için önemli bir değerdir. Değerler yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda psikolojik kavramlardır. Zira bireysel değerlerin yanı sıra kurumsal, toplumsal, örgütsel ve grup değerlerinden de söz etmek gerekir. Bireysel değerleri kişisel ihtiyaçların toplumsal yansımaları ve karşılama araçları olarak tanımlıyorsak, kurumsal değerlerin de kurumsal amaç ve isteklerin toplumsal yansımaları olduğunu söyleyebiliriz.
Kurumsal ve bireysel değerler bir bütünün iki parçasıdır. Bronowski, Bilim ve İnsanı Değerler temalı makalesinde değerlerin ikililiğini keşfetmiştir. İnsanların özgür insan olma arzuları ve sosyal hayvan olma ihtiyaçları çatıştığında değerlerle ilgili sorun ortaya çıkmaktadır. İnsan, bu iki role birden soyunana dek ne değerler ne de sorun söz konusudur. İki şeyi aynı anda arzuladıkları için değer kavramı zorlaşmaktadır. Bu sebeple toplumsal ve kişisel amaçlar arasında bir paralelliğin doğacağı, dolayısıyla da söylem evreninin, son hedefler dizisine ulaşmanın, kurumsal ve kişisel değerlerin tespiti, tanımlanışı ve ölçümüne çalışılırken gereçler dizisinden ötürü aynı olacağı varsayılmaktadır (Rokeach, 1973: 47-53).
Değerlerin Özellikleri
Değerler, Rokeach’ın da belirttiği üzere kalıcıdır. İstenebilirler ancak tamamen durağan değildirler. Durağan olmaları durumunda kişisel ve sosyal gelişimi imkânsız kılarlardı. Tamamen değişken ve tutarsız oldukları takdirde ise bireylerin kişisel gelişimleri ve toplumun sürekliliği imkânsız olurdu.
- Değerler inançtır. Değerler, neyin arzulanır olduğu fikri ve bu fikre dair duygu ve eylemleri doğuran eğilimleri içerirler.
- Değer, talep edilen ve talep edilenin kavranışına dair bir bilişim-kognisyondur. Kişinin bir değerinin olması, bilişsel olarak doğru davranışları bildiği anlamına gelmektedir.
- Değerler duyusaldır. Kişi değere dair olumlu ya da olumsuz duygular taşır.
- Değerler davranışsaldır zira eyleme geçildiği takdirde bireyi davranışa yönlendirmek gibi bir fonksiyonu vardır.
- Değerler kişisel ve kişilerarası olabilmektedir. Bu ayrımın temeli değerlerin toplumu mu, bireyi mi merkeze koyduğu sorusunun yanıtıdır.
- Değerler tercihtir, tercih edilebilir şeylere dair bir kavramlaştırmadır.
- Değerler standarttır. Bir ideolojiyi savunmamıza, toplumsal konularda bir konum edinmemize yol gösterir, değerlendirme yapma, karşılaştırma ve rasyonelleştirme konusunda bize rehberlik eder. (Silah, 2005; Yapıcı ve Zengin, 2003).
Bazı çalışmalarda ise değerlerin özelliklerinin şu şekilde sıralandığı görülmektedir:
1- Değerler inanç olmakla beraber, nesnel ve mantıksal fikir özelliği taşımaz, etkinlik kazandıkları takdirde duygularla karışırlar.
2- Değerler kişinin amaçları ve bu amaçlara ulaşmanın aracı olan davranış şekilleriyle ilişkilidirler.
3- Değerler, türe ait eylem durumlarının üzerindedir.
4- Değerler, seçimleri ve değişimleri etkileyen, yönlendiren standartlardır.
5- Değerler kendi aralarında önem sıralamasına sahiptir (Kuşdil ve Kağıtçıbaşı, 2000, Schwartz ve Bilsky, 1987: 550).
Değerlerin Fonksiyonları
Kişilerin kendileri ve çevresindekiler ile sağlıklı ilişkiler başlatıp ilerletebilmesi konusunda değer sistemlerinin olumlu toplumsal ilişkilerin güvencesi olamayacak seviyede bir işleve sahip olduğu belirtilebilir. Bu işlevlerden birkaçı;
1- Değerler sayesinde, sosyal olaylara karşı bir duruş geliştirebiliriz. Seçimlerimiz değerler aracılığıyla belirlenir. Değerler kendimizi diğerlerine ne şekilde sergileyeceğimiz konusunda bize yol gösterir. Değerlendirme yapabilmemize ve sonuç çıkarabilmemize yardımcı olarak, gerek kendimizi gerekse diğerlerini ödüllendirmemiz ya da cezalandırmamızı sağlar.
2- Çeşitli çözüm stratejileri geliştirebilmemizi sağlar.
3- Motivasyonel özellikleri söz konusudur.
Değerlerin ulaşılması istenilen son hedef, bu değerlerle alakalıdır. Kişiler üst hedeflere amaç değerler aracılığıyla motive olurlar. Değerler aynı zamanda bireyin özsaygısını kazanması veya yitirmesi konusunda da birer etkendir.
Değerlerin uyum sağlayıcı fonksiyonları bir takım değerler, dolaylı yoldan uyuma veya faydaya dair davranış şekilleri ve nihai durumlarını kapsamaktadır.
Değerlerin ego savunma fonksiyonu psikoanalitik teoriye göre, değerler ego savunucu arzu ve ihtiyaçların doyurulmasına katkı sağlar.
Değerlerin bilgi ya da kendini gerçekleştirme fonksiyonu kişiler özgür eylemler geliştirme, yetkinlik ve yeterlilik tipi davranış şekilleriyle değer yaratırlar ve bu değerler, bu eylemlerin nihai durumlarının belirlenmesine hizmet eder (Silah, 2005: 279).
Ebru Özer
Uzman Psikolog, Felsefeci, Aile Danışmanı
Uluslararası Akredite olmuş olduğu Psikoterapi Ekolleri ve Yöntemleri:
EMDR Europe (EMDR) Akredite EMDR Terapisti
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP) Akredite Pozitif Psikoterapi Uygulayıcısı
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI) Akredite Logoterapi ve Varoluşçu Analiz Eğitmeni
Akredite olmuş olduğu Ulusal Psikoterapi Ekolleri ve Yöntemleri:
T. C. Sağlık Bakanlığı Akredite Hipnoz Uygulayıcısı
T. C. Sağlık Bakanlığı Akredite Psikolojinin Tıbbi Uygulamaları Yetki Belgesi
Üyesi olmuş olduğu Uluslararası Mesleki Kuruluşlar:
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI)
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP)
Üyesi olmuş olduğu Ulusal Mesleki Kuruluşlar: