Narsistik Kişilik Bozukluğu
Sürekli saygı görme ve ilgi gösterilme arayışı, narsist kişilik bozukluğunun en belirgin özelliğidir. Kendini beğenmiş ve kibirli görünümlerinin ardında, genellikle acı, ıstırap ve zayıf bir özgüven saklıdır. Narsizm kişilik bozukluğuyla ilgili önemli bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.
Narsistik Kişilik Bozukluğu Tanımı
Hatayı kendisinde de aramak yerine, daima başkalarında arayan ve oldukça kendini beğenmiş tavırlar sergileyen insanlar, hemen “Narsist” olarak adlandırılırlar. Fakat, narsist kelimesi aslında ne demektir?
Narsist kişiliği olan insanlar, ilgi gösterilmeye, başkaları tarafından tanınmaya ve kendilerine hayranlık gösterilmesine büyük ihtiyaç duyarlar. Sürekli kibirli davranışlar sergilerler ve kendilerini, ideal model olarak yansıtmaya çalışırlar. Eleştirilmeye dayanamazlar ve başarısız olmaları, ağır krizler geçirmelerine yol açabilmektedir. Narsist kişiler, diğer insanlarla empati kurmakta zorluk çekerler. Genellikle, diğer insanları küçümserler. Bu nedenle, narsist kişilerle anlaşabilmek oldukça zordur.
Toplumumuzun giderek daha narsist bir yapıya büründüğüne ilişkin tartışmalar tekrar tekrar gündeme gelmektedir. İnsanlar, günümüzde sadece kendi başarılarına mı odaklanarak mükemmel bir görüntü sergilemeye mi uğraşmaktadırlar? Günümüz koşullarına rağmen narsizm, insanların zihnini uzun süredir meşgul eden ve hala sürekli meşgul etmekte olan bir fenomendir. Kendi yansımasına aşık olup, diğer insanların sevgilerini reddeden, genç bir erkek olan Narcissus’un anlatıldığı Yunan mitolojik anlatısı dönemlerinden bu güne kadar narsizmin izlerini günümüzde de görmekteyiz.
Ancak, narsizm ile gerçek narsist kişilik bozukluğu (narsisistik kişilik bozukluğu) arasındaki farkın ayırt edilmesi önemlidir. Narsistler, genellikle çok hırslı kişilerdir. Bu nedenle, ekseriyetle yönetici pozisyonlarında bulunurlar ve çok başarılı bir yaşam sürdürebilirler. Ancak, narsizmin çok şiddetli seviyelerde olması durumunda kişi, çevresindekiler için sıkıntı ve rahatsızlık yaratmaya başladığında, narsizm bir hastalık halinde dönüşür (patolojik narsizm). Narsizmin normal bir kişilik özelliğinden, rahatsızlık durumuna dönüşmesi, oldukça akıcı bir şekilde gerçekleşir. Toplum içerisinde narsizm konusu her ne kadar çok koşulsa da, narsistik kişilik bozukluğu konusunda çok az araştırma yapılmıştır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Bu rahatsızlığa sahip olanların oranı ne seviyededir?
Narsistik kişilik bozukluğundan muzdarip olan kişilerin toplum içerisindeki oranları, yaklaşık olarak yüzde bir seviyesindedir. Bu rahatsızlık, kadınlara kıyasla erkeklerde daha sık teşhis edilmektedir. Bu rahatsızlığa sahip olan kişilerin büyük çoğunluğunda, başka ruhsal rahatsızlıklar nedeniyle tedavi edilirken narsizm tanısı almışlardır. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler genellikle depresyon, diğer kişilik bozuklukları, somatoform bozukluklar (organik nedenleri olmayan bedensel şikayetler), korkular, yeme bozuklukları ve bağımlılık problemlerinden de şikayetçidirler.
Narsistik Kişilik Bozukluğu Tipleri
Russ ve meslektaşlarının (2008) bir çalışmasına göre, narsist kişilik bozukluğu üç tipe ayrılır:
- Abartılı habis narsizm
- Zayıf ve kırılgan narsizm
- Yüksek seviyede girişken ve teşhir yönelimli narsizm
Narsist Kişilik Bozukluğu: Abartılı habis narsizm
Abartılı habis narsizm veya kötü huylu narsizm rahatsızlığı olan insanlar, toplum için tehlike oluşturabilirler. Habis narsizm, narsizm, öfke, paranoya ve anti-sosyal davranış tarzlarının bir kombinasyonudur. Bu kombinasyon, insanların aşırı acımasız davranışlarda bulunmaya yönlendirebilen şeytansı bir karışımdır. Örneğin; Stalin ve Hitler, habis narsist kişiler olarak tanımlanırlar. Abartılı bir şekilde, kendilerini mükemmel ve eşi benzeri olmayan insanlar olarak görürler ve bunun gerçekten de doğru olduğuna tüm benlikleriyle inanırlar. Başka insanların kendisine karşı gereken saygıyı göstermediğini düşündüğünde, onlardan hiç pişmanlık duymadan intikam alırlar. İntikam almayacağını söylese bile, intikam alma çabalarına girişebilir. Paranoyak eğilimleri nedeniyle, etrafındakileri aniden düşman olarak görebilir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Zayıf ve kırılgan narsizm
Zayıf ve kırılgan narsizm, depresif ruh durumu, korkak ve utangaç tavırlar sergiledikleri için öncelikle diğer narsizm türlerine pek benzemez. Bu nedenle bu narsizm tipi, “gizli narsizm” olarak da adlandırılmaktadır. Bu rahatsızlığa sahip olan kişiler, eleştiri ve başarısızlık konusunda çok hassastırlar. Kendilerini, başkalarının yerine koymakta zorluk çekerler. Depresyon ve diğer ruhsal semptomlar nedeniyle, diğer narsistik kişilik bozukluğu türlerine göre daha sık terapi yardımına ihtiyaç duyarlar.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Teşhir yönelimli narsizm
Teşhir yönelimli narsistik kişilik bozukluğuna sahip kişiler, ne kadar mükemmel ve harika bir insan olduğunu her yerde anlatmaktan ve teşhir etmekten memnuniyet duyarlar. Bu sayede, arzu ettikleri şekilde, dikkatleri kendi üzerlerine çektiklerini düşünürler. Bu rahatsızlık tipi, rekabet odaklı dünyamıza gayet iyi uyum sağlayabilmekte ve çok başarılı olabilmektedir. Bu narsizmin kişilik bozukluğuna sahip kişiler, özgüveni yüksek bir insan görüntüsü sergilerler. Diğer insanlara karşı kibirli ve sakin bir davranış tarzı yansıtırlar. Teşhir yönelimli narsizm aynı zamanda “açık narsizm” olarak da adlandırılır.
Narsistik kişilik bozukluğu rahatsızlığına sahip olan insanlar, bir anda özgüveni çok yüksek ve abartıyı seven bir kişiye dönüşebilir ardından depresyon ve korku belirtileri yansıtabilirler. Bu doğrultudaki çalışma ve araştırmalar, henüz daha başlangıç aşamasındadır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Semptomları
Sosyokültürel çevrenin beklentilerinden belirgin ölçüde farklı olan belirli davranış, düşünce ve duygu kalıpları, kişilik bozukluğu olarak adlandırılır. Bu esnek olmayan kişilik özellikleri, ilgili kişilerin hem sosyal ve mesleki yaşamlarını, hem de hayatlarının tüm diğer alanlarını olumsuz şekilde etkiler ve sınırlandırır.
Psişik Bozukluklara ilişkin Tanı ve İstatistik Rehberine (DSM) göre, narsistik kişilik bozukluğu teşhisi için ilgili kişide mutlaka aşağıda belirtilen semptomlardan en az beşinin mevcut olması gerekmektedir:
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler;
- Kendilerinin ne kadar önemli olduklarını oldukça abartırlar.
- Sınırsız başarı, güç, güzellik veya ideal aşk konularında fantezileri vardır.
- Özel ve eşsiz olduklarına inanırlar ve sadece özel ve saygın insanların onları anladığını düşünürler.
- Diğer insanlardan kendilerine aşırı hayranlık göstermelerini beklerler.
- Başkalarından kendisine karşı ayrıcalıklı davranmalarını ve beklentilerine hemen cevap vermelerini beklerler.
- Kendi hedeflerine ulaşmak için başkalarını kullanırlar.
- Empati seviyeleri düşüktür ve kendilerini başkalarının yerine koymayı istemezler.
- Sık sık başkalarına karşı kıskançlık hissederler veya başkalarının kendisini kıskandıklarına inanırlar.
- Kibirli ve abartılı bir davranış tarzı sergilerler.
Ancak narsisizmin semptomları, her zaman çok açık ve net olarak gözlemlenemez. Bazı insanlar, kibirlerini açıkça göstermezler. Bu belirtiler, ancak kişinin yakından incelenmesinde tespit edilebilir.
Uzmanlar, narsistik kişilik bozukluğunun kendine gerekenden fazla değer verme durumuyla ilişkili olduğunu uzun zamandır kabul etmektedir. Bununla birlikte son araştırmalar, bu rahatsızlığa sahip olan kişilerin özgüvenlerinin aslında düşük olduğunu göstermiştir. Aslında kendilerine yönelik endişe ve şüphelerini, aşırı yüksek özgüven davranışları sergileyerek gizlemek isterler. Bu nedenle, öz-sevgi oluşmaz. Aksine, narsistik kişilik bozukluğu olan insanlar içlerinin boş olduğunu düşünürler ve kendilerini diğerler insanların ilgi ve sevgisine muhtaç hissederler. Kendi kişiliğini abartma veya diğer insanları küçümseme, sadece hissetmekte olduğu olumsuz duygularının üstesinden gelebilmek için seçtiği bir baş etme yöntemidir. Eşinin veya hayat arkadaşının kendisinden ayrılması gibi bir durum, intikam hırsına kapılmalarına neden olabilir. Hatta depresyona girmekten, intihar etmeye kadar değişebilen olumsuz davranışlar sergilemelerine yol açabilmektedir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Nedenleri ve Risk Faktörleri
Narsistik kişilik bozukluğu, farklı faktörlerin karşılıklı etkileşiminden oluşmaktadır. İkizler üzerinde yürütülen en son çalışmalara göre, kişinin genetik özelliklerinin narsistik kişilik bozukluğu üzerindeki etkisinin, diğer kişilik bozukluklarındaki etkilerinden daha yüksek olduğu görülmüştür. Benzer şekilde, çevresel etkiler de bu rahatsızlığın gelişmesinde önemli rol oynamaktadır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Çevre Faktörleri
Uzmanların büyük bir çoğunluğu, narsizmin köklerinin çocukluğa uzandığını düşünmektedir. Ancak, narsizmin oluşumuna ilişkin teoriler, büyük ölçüde birbirlerinden farklılık göstermektedirler. Şu an için, bu doğrultuda kesinliği doğrulanmış herhangi bir bilgi mevcut değildir. Teorilerin tek ortak yönü, narsistik kişilik bozukluğunun ilgili kişinin çocukluk döneminde kendisine bakan ve ilgilenen kişilerle arasındaki olumsuz etkileşimlerden kaynaklandığı yönündeki düşüncelerdir.
Narsistik kişilik bozukluğu alanındaki önde gelen araştırmacı Kernberg, duygusal olarak soğuk veya gizli agresif davranışlar sergileyen ebeveynlerin, çocuğu aşırı kendini ifade etmeye zorladıklarını düşünmektedir. Çok az ilgi ve şefkat gören çocuklar, övgü almayı ve ilgi görmeyi elde ettikleri başarılarla (örneğin, okul başarıları) sağladıklarını tecrübe ettiklerinde, kendilerini bu doğrultuda odaklarlar ve gördükleri yetersiz ilginin ve sevgi eksikliğinin bu sayede üstesinden gelmeye çalışırlar. Diğer araştırmacılar ise, ebeveynleri tarafından sınırlanmayan çocukların gerçekçi olmayan ve mükemmeliyetçi bir kişisel imaj geliştirdiklerini ileri sürmektedirler. Bu her iki ebeveynlik tarzında da, çocuğun ihtiyaçlarını ihmal edilmektedir. Çocukların güvene, sevgiye ve aynı zamanda belirli sınırlara ihtiyacı var. Sağlıklı bir gelişme için, hayal kırıklığı ile nasıl başa çıkacaklarını, başkalarının duygularını nasıl anlamlandıracaklarını ve empati kurma yeteneklerini kullanmayı da öğrenmeleri gerekmektedir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Tedavi
Narsistik kişilik bozukluğu olan insanların, kendi davranışlarının problem yarattığını konusunda herhangi bir fikre dahi sahip değillerdir. Onlar, kendilerinin üstün olduğuna inanırlar, suçu ve yanlışı her zaman diğer insanlarda ararlar. Narsistik kişiler, genellikle depresyon, ilaç, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı gibi diğer ruhsal bozukluklar nedeniyle tedavi olmak isterler. Narsistik kişilik bozukluğunun tedavisinde ilgili psikoterapi prosedürleri uygulanır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: İlişki Kurma
Başarılı bir narsizm terapisinin temel bileşeni, ilgili kişi ile terapist arasında kurulması gereken güvenli ilişkidir. Narsist kişiler, kendilerini terapiste bile bırakmakta çok zorlanırlar. Narsist kişiler, yardıma ihtiyacı olmasını bir yenilgi sayar ve imajlarını riske attıklarını düşünürler.
Üstün olma ayrıcalıklarını korumak amacıyla, genellikle terapisti öncelikle küçümserler. İlgili kişinin terapiste güvenip, birlikte çalışmaya istekli olması biraz zaman alabilmektedir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Empati Yeteneği
Terapist, davranışlarını ve duygularını daha iyi anlaması için hastaya yardımcı olur. Narsist davranışlar, genellikle olumsuz duyguları bastırma ve üstlerini örtme çabasından kaynaklanır. Ancak, kibir ve kendini üstün görme davranışları, etraflarındaki diğer insanlar tarafından hoş karşılanmaz. Diğer insanlarla ilişkilerini geliştirebilmesi için, empati yeteneğinin kazandırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekir. Bu sayede başkalarına karşı daha başarılı bir şekilde empati kurabilirler. Terapist, kendisine başvuran kişiyle birlikte diğer insanlarla daha iyi bir etkileşim kurabilmesine yönelik yeni davranış stratejileri geliştirir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Realist Talepler
Özellikle aşırı talep ve beklentilerinin karşılanmaması durumunda, narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin ruhsal sağlığı risk altına girer. Her tür rahatsızlığı, kendisine yönelik bir tehdit kabul eder. Bu nedenle, tedavi aşamasına geçildiğinde beklentilerin sorgulanması ve gerçekten makul hedefler belirlenmesi önemlidir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Terapi ve İyileşme
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip kişilerin aileleri ve yakınları, narsizmin terapist tarafından iyileştirileceğini ümit ederler. Terapi yardımıyla, narsistik kişilik bozukluğu semptomlarında iki yıl içerisinde azalma sağlanmıştır.
Narsistik kişilik bozukluğu terapisinin amacı, narsist olan kişinin bir başka kişiye dönüşmesini sağlamak değildir. Aksine terapinin amacı, aşırı düzeydeki davranış ve düşünme biçimlerinin değiştirilmesi ve ilgili kişinin yaşamının iyileşme sağlanmasıdır. Terapinin hedefleri, terapist ve ilgili kişi tarafından birlikte belirlenir. Sonuç olarak, terapi hastalıkların zararlarının azaltılması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesini sağlar.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Hayat Arkadaşlığı
Narsistik kişilik bozukluğu olan biriyle, hayat arkadaşlığı kurmak çok zordur. Çünkü narsist kişiler için, dünya sadece onların etrafında döner. Kendini eşinin (veya başkalarının) yerine koymak ve onları anlamak, narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin güçlü yanlarından biri değildir.
Bir narsistle hayat arkadaşlığının başarılı bir şekilde sürdürülebilmesi için, sadece narsist olan kişinin bir terapiste gitmesi ve öngörülen tedavi programını takip etmesi yeterli değildir. Bir narsistle nasıl doğru şekilde ve uyum içerisinde yaşanacağını öğrenmek için ayrıca hayat arkadaşının da profesyonel yardım alması gerekir.
Narsist Kişilik Bozukluğu: Hayat Arkadaşlığı
Kibir ve yetersiz empati yeteneği, narsistik kişilik bozukluğunun en belirgin özelliğidir. Hayat arkadaşlığının bu şartlar altında sürdürülmesi çok zordur. Çünkü narsistler öncelikle daima kendileriyle ilgilenir ve başkalarının ne hissettiğini dikkate almazlar. Aynı zamanda, çok çabuk rahatsızlanırlar. Narsistik kişilik bozukluğu ve hayat arkadaşlığı konuyla ilgili önemli bilgileri aşağıdaki yazılarımızda bulabilirsiniz.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Hayat Arkadaşlığı veya Ego Kaprisi
Narsizm ve hayat arkadaşlığı, kelimelerinin arasında bir çelişki söz konusudur. Narsizmin hastalık düzeyinde gözlendiği kişiler, kesinlikle kendilerini diğer insanların yerine koyamazlar. Kendi dünyalarında, her şey yalnızca kendilerinin etrafında döner. Her zaman haklı olma ve başkalarından üstün olma iddiası da narsizmin tipik özellikleri arasındadır. Sadece kendisini seven biriyle, bir ilişki kurmak, hiç kolay değildir. Narsistik kişilik bozukluğunun semptomlarının öğrenilmesi ve bunlarla baş etmenin yol ve yöntemlerinin öğrenilmesi oldukça önemlidir. Zira ancak bu sayede, zor durumlardaki davranış şekillerinin daha iyi anlaşılması ve daha başarılı bir ilişkilerin kurulması mümkün olmaktadır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Açık ve gizli narsist kişilerle ilişkiler
Uzmanların, açık ve gizli narsizm arasındaki ayrım konusundaki görüşleri farklıdır. Gizli narsizmde bir hayat arkadaşlığının sürdürülmesi, kıskançlık ve aşağılama nedeniyle zordur. Bu rahatsızlığa sahip olan kişi için, eşine bağlı olmaya katlanmak çok zordur.
Açık narsisizmi olan insanlar, kurdukları ilişkilerin başlangıç aşamasında oldukça baştan çıkarıcı ve ikna edici görünürler. Aşırı özgüvenleri, başlangıçta diğer insanları cezbeder. Ancak, bir süre sonra hayat arkadaşları veya eşleri, narsist olan kişinin davranışlarının sadece sömürü amaçlı olduğunu fark ederler. Bir narsist, eşini veya hayat arkadaşını kendisine eşit bir birey olarak görmez ve ondan üstün olduğunu düşünür. Her şeyden önce, ortak narsistin ihtişamını doğrulamak ve ona hayran olmak için gereklidir. Narsist olan kişi, öncelikli olarak kendi mükemmelliğini ve benzersizliğini doğrulamak ve kendisine hayran olması için bir eşe ve hayat arkadaşına ihtiyaç duyar.
Narsist Çarpışma
Uzmanlar, birlikte yaşayan hayat arkadaşlarından birinin abartılı narsizm ve diğerininse daha uyumlu bir narsizm hastası olmaları durumunda, narsist bir çarpışmanın söz konusu olacağını belirtmektedirler. Burada aşağılama ve idealleştirmenin iç içe geçtiği bir oyun söz konusu olmaktadır. Narsist olan kişiler, genellikle ondan üstün olduğuna inandığı bir eş veya hayat arkadaşı ararlar. Bu sayede, kendi abartılı ve üstün durumlarını koruyabileceklerini düşünürler. Eş veya hayat arkadaşları, kendi ihtiyaç ve isteklerini, daima narsist olan eş veya hayat arkadaşlarının ihtiyaç ve isteklerini ikinci plana iterler. Bu ikili, bir süre uyum içerisinde yaşamayı başarabilirler. Ancak, daha uyumlu bir narsizm hastası olan taraf, bulunduğu pozisyonun dışına çıkmak istediğinde ilişkileri risk altına girer. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, davranışlarının sorgulanmasından hoşlanmazlar ve buna katlanamazlar. Yaşamlarını, “Bana uymayan, bana karşıdır” felsefesine göre sürdürürler.
Narsizm ve Ayrılık
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, kolay kırılırlar. Özellikle kadınlarda, sadece basit bir “hayır” kelimesi bile, kendilerini tüm benlikleriyle reddedilmiş hissetmelerine neden olur. Bu rahatsızlığa sahip olan kişilerin eleştirileri, kendilerine yönelik bir tehdit olarak algılamaları nedeniyle küçük anlaşmazlıklar dahi büyük bir kavgaya yol açabilmektedir. Duygularını düzgün bir şekilde sınıflandırmakta ve bunları gereğine uygun olarak düzenlemekte zorluk çekerler. Bu nedenle, eşine veya hayat arkadaşına kırıldığını hissettirmek yerine öfkeli davranışlar sergilerler. Narsist kişiler çabuk kırılırlar ve kırıldıklarında öç alma amacıyla hareket ederler. O andan itibaren, eşini veya hayat arkadaşını, artık bir düşman gibi görür ve ona acı vermek için uğraşır.
Narsizm, bir hayat birlikteliği içerisinde narsist olan tarafın sürekli bir şeyler istemesi ve hayat arkadaşının da onun bu isteklerini yerine getirmek zorunda olması şeklinde kendini gösterir. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan kişi, isteklerinin yerine getirilmemesi durumunda artık sevilmediğini düşünür ve hayat arkadaşını cezalandırır. Gerçek duyguları ve korkularının öfkenin ardında kalması nedeniyle, öfkesinin ölçüsünü ayarlayamaz.
Bir narsisten ayrılmak, zor ve sancılı bir süreçtir. Çünkü narsist olan kişi, ilişkideki problemlerden kesinlikle kendini sorumlu tutmaz. Ayrılık durumunda, bunun sorumluluğu eşinin veya hayat arkadaşının üzerine atar ve kendini bu ayrılığın “kazanan” tarafı olarak göstermek için mümkün olan her şeyi yapar.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin yansıttıkları bu şiddetli tepkiler, sadece başkalarıyla empati kuramamalarından (empati eksikliği) değil, aynı zamanda sevilme ihtiyaçlarının ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Narsist kişilerin iç huzuru, sürekli olarak başkaları tarafından ilgi ve sevgi görmeye bağlıdır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu: Narsist Bir İnsanla Yaşam
Narsist olan bir eş veya hayat arkadaşı, sürekli olarak kendini göstermek ve hayran kazanmakla meşguldür. Eşinin veya hayat arkadaşının istek ve ihtiyaçlarıysa ikinci plandadır. Eşin veya hayat arkadaşının narsistik kişilik bozukluğu olması durumunda, sadece onun tedavi olması değil, aynı zamanda eşinin veya hayat arkadaşının da şahsen bir uzman yardımı alması oldukça önemlidir. Terapist ve danışmanlar, aynı zamanda narsist kişinin eşine veya hayat arkadaşına da yardımcı olabilmektedirler. Bu nedenle çift terapisi, çiftlerin birlikte olumlu bir gelişme sağlanmasını desteklemektedir. Özellikle ilişkide çocukların da olması durumunda, uzman destek alınması çok önemlidir. Çünkü ancak bu sayede, çocukların anne ve babalarının arasındaki anlaşmazlıklardan mümkün olduğunca az etkilenmeleri sağlanabilmektedir.
(Yayınlanan yazılar kaynak göstermeden, izinsiz kullanılması, kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Yayınlanan yazılar, makaleler, haberler kaynak gösterilerek içeriği değiştirilmemek şartıyla yayınlanmasına izin verilmektedir.)
Abdullah ÖZER
Sosyal Çalışmacı, Bilim Uzmanı (Klinik Psikoloji), Aile Danışmanı
Uluslararası Akredite olmuş olduğu Psikoterapi Ekolleri ve Yöntemleri:
Ego-State-Therapy International (ESTI) Akredite Ego State Terapisti
Ego-State-Therapie Deutschland (EST-DE) Akredite Ego State Terapisti
Deutsches Focusing Institut (DFI) Akredite Focusing Danışmanı/Terapisti
Deutsche Gesellschaft für Sexualforschung e.V. (DGfS) Akredite Cinsel Danışman
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.) Akredite Hipnoterapist
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP) Akredite Pozitif Psikoterapi Danışmanı
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI) Akredite Logoterapi ve Varoluşçu Analiz Eğitmeni
Avusturya Psikoterapi Meslek Yasasına uygun alınan Psikoterapi Eğitimleri:
Österreichisches Trainingszentrum (ÖTZ) onaylı Avusturya Sağlık Bakanlığı ve Psikoterapi Meslek Yasasına uygun 1320 saatlik "Psychotherapeutisches Propaedeutikum" (Psikoterapötik Propedötik) Psikoterapi Eğitimi
Uygulayıcısı olduğu Psikoterapi Ekolleri:
Psychodynamische Psychotherapie/Psychoanalytische Psychotherapie (Psikodinamik Psikoterapi/Psikanalitik Psikoterapi)
Körperorientierte Psychotherapie (Beden odaklı Psikoterapi)
Eye Movement Integration (EMI) - Göz Hareketi Entegrasyonu
Üyesi olmuş olduğu Uluslararası Mesleki Kuruluşlar:
International Society of Hypnosis (ISH)
European Society of Hypnosis (ESH)
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.)
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI)
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP)
Deutscher Dachverband Für Psychotherapie (DVP) e.V.
Psikosentez Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Türkiye İzmir'de ve Almanya Münih/Düsseldorf şehirlerinde Almanca ve Türkçe yüz yüze seanslar vermektedir. Bunun haricinden Dünya'nın neresinde yaşıyorsanız yaşayın Türkçe ya da Almanca Online Terapi, Online Cinsel Terapi, Online Psikoterapi ya da Online Psikolojik Danışmanlık ile SKYPE ya da WhatsApp üzerinden seanslara katılabilirsiniz. Bunun için Online Terapi sayfamıza göz atabilirsiniz.