Eşcinsellere Uygulanmaya Çalışılan Onarım Terapisi
Son zamanlarda Onarım Terapisi, Dönüşme Terapisi ya da Dönüştürme Terapisi (İngilizcesi: Reperative Therapy) adıyla anılan bir yönteme rastlanmaktadır. Bu internet sayfalarında bazı insanlar cinsel yönelimin terapi vasıtasıyla değiştirilebileceğine inanmaktadırlar. 21’inci yüzyılda bile hala daha eşcinselliğin iyileştirilebilecek bir hastalık olduğuna inanan insanlar bulunduğunu görüyoruz. Bu insanlar tüm insanların heteroseksüel olduğuna ve heteroseksüel olan insanların psikolojik bozukluklar (psişik hastalıklar) nedeniyle homoseksüel olduklarına inanıyorlar. Bu kişiler, "hasta" olan eşcinsel insanlara İyileştirici Terapi ya da Onarım Terapisi olarak anılan bir terapi uygulamaları gerektiğini ve bu sayede eşcinselliğin giderileceğini ve onları tekrar "sağlıklarına" kavuşturacaklarını, iddia ediyorlar. Böyle bir teşebbüsün "Terapi" tabiri ile isimlendirilmesi bir yanlış anlamanın neticesidir. Zira burada kullanılan yöntemlerin hiçbiri, bir hastalığın iyileştirilmesi veya tedavi edilmesine yönelik bilimsel olarak kabul görmüş yöntemler arasında yer almamaktadır ve eşcinsellik zaten bir hastalık değildir. İnsanı hasta eden maruz kalınan yasaklar, suçlamalar, aşağılamalar ve ayrımcılıktır. Daha önceden depresyon vb. gibi semptomlarla Terapistlere başvuran eşcinseller; elektroşoklar, beyin ameliyatları, hormonlar veya yıllar süren psikoterapiler ile heteroseksüel olmaları için tedavi edilmeye çalışılmıştır. Ancak tüm bu çalışmalar her zaman "Hastaların" tedavisinde başarısızlık ve "Terapistlerin" ekonomik durumlarının tahsil ettikleri yüksek vizite ücretleri ile daha da iyileşmesi ile sonuçlanmıştır. Bu "Tedavilerin" hepsi başarısız olmuştur. Çünkü bu tür rahatsızlıkların (depresyon vb.) gerçek nedeninin, gey veya lezbiyen olmakla hiçbir ilişkisi yoktur. Bu neden, toplumun eşcinselliği aşağılayan ve bu insanların sadece sonuçta tedavi edilmesi gerektiğine inanan hastalar olduğu yönündeki değerlendirmesinde yatmaktadır. Hiçbir yerde eşcinselliğin depresyona veya diğer bir başka ruhsal rahatsızlığa neden olduğu yazmamaktadır. Heteroseksüellik de buna neden olmaz.
Size onarım terapisi olarak anılan bu sözde uygulama hakkında bilgi vermek istiyorum.
Sözde iyileştirici terapi (aynı zamanda, dönüştürme terapisi) olarak da anılan bu uygulama, ex-gey hareketlerinin tedavi edilmesine yönelik psikoterapik temeller ve faaliyetler dikkate alınarak uygulanan tedavi işlemidir.
Amaç: Eşcinselliğe yönelik cinsel yönelimlerin, heteroseksüellik yönünde değiştirilmesidir.
Avrupalı ve Amerikan Psikoterapist Meslek Organizasyonları iyileştirici tedavileri kabul etmemektedir; çünkü bu tedavi uygulamalarında eşcinsellik yanlış şekilde bir fonksiyon bozukluğu olarak gösterilmekte ve eşcinselliğin değiştirilmeden geçmeyeceği görüşü savunulmaktadır. Alman Federal Hükümeti´nin bu konudaki açıklaması şudur: “Bu terapilerin uygulandığı çok sayıda insanda olumsuz ve zararlı etkiler görülmüştür." (Alıntı:http://dip21.bundestag.de/dip21/btd/16/080/1608022.pdf).
“Federal Hükümet, eşcinselliğin ne bir terapi gerektiren bir durum olduğu, ne de bir terapi ile değiştirilebileceği görüşündedir. Eşcinsellik, 30 yılı aşkın bir süredir psikiyatri, psikoterapi ve psikoloji alanındaki bilim adamların büyük çoğunluğu tarafından bir hastalık veya rahatsızlık olarak görülmemektedir. Bu nedenle eşcinsellik, 1974 yılında Amerikan Psikiyatr Birliği (APA) tarafından Hastalık Teşhis Sınıflandırma sistemleri olan "Psişik Bozuklukların Tanı Teşhis ve İstatistik Kılavuzundan” (DSM) ve 1992 yılında da Dünya Sağlık Organizasyonunun Tanı Teşhis Kataloğundan (Hastalıklara İlişkin Uluslararası Sınıflandırma, ICD) çıkarılmıştır. Psikiyatrik ve psikoterapik ihtisas alanında, geçmişte yaygın olarak eşcinselliğin psikoseksüel gelişim bozukluğu probleminin belirleyici bir patolojisi olduğu görüşünün deneysel veriler vasıtasıyla desteklenmemesi nedeniyle, o zamanda bu yana durum yeniden düzenlenmiştir. Özelikle 60’lı ve 70’li yıllarda homoseksüel cinsel davranışların veya eşcinsel yönelimlerin değiştirilmesini hedefleyen ve "Geri Dönüştürme" veya "İyileştirme" veya "Onarım terapileri" olarak anılan pek çok sözde uygulama halka sunulmuştur. Oysa ki bu yanlış uygumaları günümüz bilim dünyası kabul etmemektedir. Bunun temeli, bu terapileri gören çok sayıda kişide olumsuz ve zararlı etkilerin (örneğin sonu intihara kadar varabilen korkular, sosyal tecrit ve depresyonlar) ortaya çıkması ve vaat edilen "İyileşme" beklentilerinin hüsranla sonuçlanması dolayısıyla yürütülen yeni bilimsel araştırmaların sonuçlarına dayanmaktadır. Bu tip Dönüştürme Terapileri olarak anılan sözde uygulamalar, organizasyonlar veya gruplar vasıtasıyla sunulduğunda ve talip olunduğunda, genellikle burada deneysel ve bilimsel dayanakları bulunmayan dini veya ideolojik motifler rol oynamaktadır”.
Onarım terapisi Joseph Nicolosi tarafından kullanılmakta ve yayılmaktadır. Peki, bu Joseph Nicolosi kimdir?
Joseph Nicolosi Amerikalı bir psikologtur ve Amerika‘da Ulusal Eşcinsellik Araştırma ve Terapi Derneği adı altında bir dernek kurmuştur. Dernek, eşcinselliği değiştirilebilir bir eğilim olarak görmektedir. Onarım terapi temsilcileri, eşcinselliğe önemli ölçüde genetik kaynaklı ve doğuştan gelen bir özellik olarak değil, aksine eşcinselliğin çocukluk ve gençlik döneminde yaşanmış farklı ve karmaşık hayat tecrübeleri ile mizaç özeliklerinin bir kombinasyonu olduğu perspektifinden bakmaktadır. Bu kapsamda eşcinselliği psişik bir hastalık olarak görmektedirler. Ancak Joseph Nicolosi ve derneği bugüne kadar kendi hipotezlerine yönelik hiçbir bilimsel kanıt gösterememiştir.
Onarım Terapisi, Amerika Birleşik Devletlerindeki 10 adet ihtisas birliği tarafından şiddetle eleştirilmiştir.
Bu birlikler şunlardır:
- Amerikan Pediatri Akademisi (American Academy of Pediatrics),
- Amerikan Danışmanlık Birliği (American Counseling Association),
- Amerikan Okul Yöneticileri Birliği (American Association of School Administrators),
- Amerikan Öğretmenler Federasyonu (American Federation of Teachers),
- Amerikan Psikoloji Birliği (American Psychological Association),
- Amerikan Okul Sağlığı Birliği (American School Health Association),
- İnançlar Arası İttifakı Vakfı (Interfaith Alliance Foundation),
- Ulusal Okul Psikologları Birliği (National Association of School Psychologists),
- Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Birliği (National Association of Social Workers) ve
- Ulusal Eğitim Birliği (National Education Association).
Bu eleştirileri yönelten kurumlar arasından sağlık ve ruh sağlığı uzmanlık alanlarındakiler, eşcinselliğin bir psişik/ruhsal bozukluk veya yetişmekte olan bazı gençlerde veya herhangi bir kişide eşcinsel isteklerin ortaya çıkmasını anormal bir durum veya ruhsal bir rahatsızlık olduğuna yönelik fikri, geçersiz, dayanaksız ve mesnetsiz bulmaktadır. Bu sözde terapileri yardım arayanlar için faydasız ve tehlikeli bulmaktadırlar. (Bu kapsamda bakınız: Amerikan Psikoloji Birliği)
- Birleşik Devletler Sağlık Dairesi Başkalığı (Surgeon General of the United States)
- Amerikan Tıp Birliği (American Medical Association),
- Amerikan Psikoloji Birliği (American Psychological Association),
- Amerikan Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Association),
- Amerikan Danışmanlık Birliği (American Counseling Association)
- Amerikan Ruh Sağlığı Birliği (Mental Health America)
gibi ihtisas birlikleri oybirliğiyle, Onarım Terapi Uygulamasına karşı olduklarını ve verebileceği muhtemel zararları açıklamışlardır.
Şu anda, cinsel yönelimin değiştirilebilmesini sağlayacak hiçbir faydalı terapi yöntemi bilinmemektedir. Amerikan Psikoloji Birliği´nin (American Psychological Association) Yönetim kurulu Başkanı olan Psikoterapist Douglas Haldeman, Onarım terapi olarak adlandırılan bu uygulamaları "Sahte Bilim" olarak adlandırmaktadır. (Bu kapsamda bakınız: http://www.iglss.org/media/dosya/Angles_41.pdf).
Bilim insanları ve uzman terapi birlikleri, eşcinselliğin her hangi bir hastalık olmadığı ve hiçbir şekilde terapi gerektirmediği konusunda hemfikirdir. Temel cinsel yönelimin erken dönemde belirlendiğini ve bunun kasıtlı ve bilinçli olarak değiştirilemeyeceğini açıklamışlardır. Ancak bu sözde "Terapilerde" eğer çok fazla baskı uygulanırsa, belki cinsel davranış sadece geçici bir süre için değiştirilebilir; fakat bu kişilerin uyguladıkları "Terapilerin" ağır zararlar verebileceği unutulmamalıdır.
Basel Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında profesör olarak görev yapan Prof. Dr. Udo Rauchfleisch bir yazısında şöyle demektedir:
"Cinsel davranış değişikliği genellikle ağır depresyonlar, merkezi özgüven problemleri ve derin çaresizlikle beraber ortaya çıkmaktadır ve bu da, bunlara maruz kalan kişilerin intihara kadar sürüklenmesine neden olabilmektedir. Bir yandan dış dünya ile yaşanan anlaşmazlıklar, diğer yandan kendi içerisinde yaşadıkları ruhsal baskı ve kendi cinsel yönelimine ters bir hayat yaşama duygusu, bu insanların yaşamlarını parçalamaktadır. Bu sözde terapi veya ruhsal yardım müdahaleleriyle bu insanlara açık ve net olarak zarar verilmekte ve Eşcinseller suistimal edilmektedirler”.(Bukapsamdabakınız:http://www.gruene-bundestag.de/cms/lebenspartnerschaft/dok/218218327.antihomosexuelle_seminare_fundamentalist.html)
Bu sözde iyileştirme terapileri aynı zamanda kişisel haklara da saldırı mahiyetindedir. Eşcinsel olan kişilere yönelik "hasta", "tedavi edilmesi gereken", "arazlı" gözüyle bakılması; bu insanların yok sayılması ve kendi özlerinin değiştirilmeye çalışılması anlamına gelmektedir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm dünya devletleri tarafından ortak değerler olarak kabul edilen insan hakları ilkelerini yansıtmaktadır. Beyanname, tüm insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğunu ilan etmektedir. Buna göre herkes, ırk, renk, CİNSİYET, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, DOĞUŞ, tabiiyet, servet ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu beyannamede ileri sürülen tüm hak ve özgürlüklerden eşit bir şekilde istifade eder.
Abdullah ÖZER
Sosyal Çalışmacı, Bilim Uzmanı (Klinik Psikoloji), Aile Danışmanı
Uluslararası Akredite olmuş olduğu Psikoterapi Ekolleri ve Yöntemleri:
Ego-State-Therapy International (ESTI) Akredite Ego State Terapisti
Ego-State-Therapie Deutschland (EST-DE) Akredite Ego State Terapisti
Deutsches Focusing Institut (DFI) Akredite Focusing Danışmanı/Terapisti
Deutsche Gesellschaft für Sexualforschung e.V. (DGfS) Akredite Cinsel Danışman
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.) Akredite Hipnoterapist
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP) Akredite Pozitif Psikoterapi Danışmanı
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI) Akredite Logoterapi ve Varoluşçu Analiz Eğitmeni
Avusturya Psikoterapi Meslek Yasasına uygun alınan Psikoterapi Eğitimleri:
Österreichisches Trainingszentrum (ÖTZ) onaylı Avusturya Sağlık Bakanlığı ve Psikoterapi Meslek Yasasına uygun 1320 saatlik "Psychotherapeutisches Propaedeutikum" (Psikoterapötik Propedötik) Psikoterapi Eğitimi
Uygulayıcısı olduğu Psikoterapi Ekolleri:
Psychodynamische Psychotherapie/Psychoanalytische Psychotherapie (Psikodinamik Psikoterapi/Psikanalitik Psikoterapi)
Körperorientierte Psychotherapie (Beden odaklı Psikoterapi)
Eye Movement Integration (EMI) - Göz Hareketi Entegrasyonu
Üyesi olmuş olduğu Uluslararası Mesleki Kuruluşlar:
International Society of Hypnosis (ISH)
European Society of Hypnosis (ESH)
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.)
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI)
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP)
Deutscher Dachverband Für Psychotherapie (DVP) e.V.
Psikosentez Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Türkiye İzmir'de ve Almanya Münih/Düsseldorf şehirlerinde Almanca ve Türkçe yüz yüze seanslar vermektedir. Bunun haricinden Dünya'nın neresinde yaşıyorsanız yaşayın Türkçe ya da Almanca Online Terapi, Online Cinsel Terapi, Online Psikoterapi ya da Online Psikolojik Danışmanlık ile SKYPE ya da WhatsApp üzerinden seanslara katılabilirsiniz. Bunun için Online Terapi sayfamıza göz atabilirsiniz.